Gelişimsel olarak ağız içinde en son oluşan ve ark üzerinde yerini alan dişler 20 yaş dişleridir. Bu nedenle de sürmek için yeterli alan bulamama olasılığı en yüksek dişlerdir.
Yirmi yaş dişlerinin çene kemiği içinde gömük kalmasının nedenleriyle ilgili farklı teoriler öne sürülmüştür. Bunlardan birisi günümüz insanının atalarına göre daha çok işlemden geçmiş, daha yumuşak besin maddeleri tüketmesidir. Bunun sonucunda dişlerdeki aşınma çok az olmakta, çenelerde 20 yaş dişleri için yeterli alan oluşamamaktadır. İlkel yaşam süren kabile bireyleri üzerinde yapılan incelemelerde bu kişilerin yirmi yaş dişlerinin ağızda yerini aldığı görülmüştür.
Başka bir teoriye göreyse bir kişi anne-babasının birinden genetik olarak dar bir çene diğerinden ise geniş çaplı dişler miras aldığında yirmi yaş dişleri sürmek için yeterli yer bulamamakta ve gömük kalmaktadır.
Bir başka neden de yirmi yaş dişlerinin normal gelişimleri sırasında ilk olarak çenede yatay olarak gelişmesi, çenenin büyümesi ve dişin gelişimi ile açısının önce mesio-angular sonra da vertikale(dikey) dönmesidir. Dişin eksenindeki bu dönme hareketi tam gerçekleşmezse dişler gömük kalmaktadır.
Her 20 yaş dişi çekilmeli midir?
Genel kural olarak gömük dişler herhangi bir kontrendikasyon teşkil eden durum bulunmadıkça çekilmelidir. Gömük dişlerin çekimi için vakit kaybedilmemeli, tespit edildikten sonra en kısa zamanda çekim işlemi gerçekleştirilmelidir.Gömük dişlerin çekiminin bu dişler sorun çıkarana kadar ertelenmeleri doğru bir yaklaşım değildir.
Bunun nedenleri:
Hastanın yaşı ilerledikçe gömük dişlerin çekimi daha zorlaşmaktadır. Ayrıca ilerleyen yaşla birlikte hastanın sistemik durumunun da kötüleşmesi ve bunun sonucunda gömük diş cerrahisinin daha komplikasyona açık hale gelmesi muhtemeldir. Bunların yanında, gömük dişlerin çevre dokularda neden oldukları sorunların önüne geçmek amacıyla çekilmeleri gerekmektedir.
Gömülü dişlerin çekilmemesi ileride sorunlara yol açar mı?
Gömük dişlerin çevre dokularda neden oldukları sorunlar: Gömük dişlerin yaptığı baskı sonucu komşu oldukları dişlerin çevresinde kemik yıkımı ve buna bağlı olarak periodontal sorunlar görülebilir. Özellikle yarı gömük dişlerde ve onlara komşu dişlerde artmış besin ve mikroorganizma birikimine bağlı olarak diş çürükleri görülebilir. Yarı gömük dişlerin oklüzal (üzerini) ve aksiyal yüzeylerini örten yumuşak dokular nedeniyle perikoronit; yani dişi çevreleyen yumuşak dokuların enfeksiyonu gelişebilir.
Komşu diş köklerinde rezorpsiyona (kaybına) neden olabilirler.
İlerleyen yaşa bağlı olarak gelişen kemik rezorpsiyonu (kaybı) gömük dişlerin alveol kreti (çene kemiği) yüzeyine yaklaşmasına neden olur. Bu dişlerin üzerine mukoza (dişeti) ve alveol kretinden(çene kemiği) destek alan hareketli protezler yerleştirildiğinde gömülü diş üzerine karşılık gelen mukozada (dişetinde) ülserasyon oluşması ve gömülü dişin ağız içine açılıp enfekte olması mümkündür.
Gömük diş ile beraber dental folikülün de gömük kaldığı unutulmamalıdır. Dental folikül çeşitli odontojen kistlere (dentigeröz kist, keratokist) ve tümörlere (ameloblastoma) dönüşme potansiyeline sahiptir.
Myofasiyal ağrı disfonksiyon sendromu veya temporomandibular eklem bozuklukları gibi durumların bulunmadığı hastalarda özellikle mandibulanın (alt çenenin) retromandibular(arka) bölgesinde ortaya çıkan nedeni saptanamayan ağrılar bu bölgedeki gömük dişlerin çekilmesiyle son bulabilmektedir.
Alt çenedeki gömük dişler (özellikle 20 yaş dişleri) bulundukları bölgede çene kemiğinin zayıflamasına ve bir travma sonucu daha kolay kırılmasına yol açarlar.
Gömük dişler ortodontik tedavi sırasında istenen diş hareketlerinin elde edilmesini zorlaştırabilecekleri için tedaviye başlanılmadan önce çekilmelidir.
Gömük dişler hangi durumlarda çekilmemelidir?
Gömük dişlerin çekilmesinin kontrendikasyonları: işlemin potansiyel komplikasyonları ve riskleri diş çekiminin getireceği potansiyel yararlarından daha ağır basıyorsa diş çekimi yapılmamalıdır.
-
Hastanın yaşı. İlerleyen yaşla beraber kemiğin esnekliğini kaybetmesi sonucunda gömük diş çekimi daha komplike hale gelmektedir. Cerrahi işlem sonrası ödemin çözülmesi ve postoperatif rahatsızlığın geçmesi örneğin 18 yaşındaki bireyde 1-2 gün sürerken 50’ li yaşlarda 4-5 güne çıkabilmektedir. Ayrıca ileriki yaşlara kadar sorun çıkarmamış ve kistik dejenerasyona uğramamış bir gömük dişin sorun oluşturma olasılığı da düşüktür.
-
Hastanın genel sağlık durumunun kötü olduğu durumlar. Hastanın kardiyak veya solunum yolu hastalıkları, immun sisteminde yetersizliğe yol açacak bir durumu ve kazanılmış/konjenital bir koagülopatisi mevcutsa, asemptomatik bir gömük dişin çekilmemesi tercih edilebilir.
-
Gömük diş cerrahisinin çevre dokulara hasar verebileceği durumlar. Komşu sinirlere, dişlere, yakın zamanda yapılmış köprü protezlere zarar gelebileceği düşünülen durumlarda dişler çekilmeden bırakılmalıdır.
Diş çekimi sonrası bakım nasıl olmalıdır?
-
Diş çekimi sonrası ilk olarak çekim boşluğu üzerine küçük, nemli bir gaz tampon yerleştirilip hastaya ısırtılmalıdır. Bu tampon çiğnenmemeli, en az yarım saat sıkıca ısırılıp, sonra atılmalıdır.
-
Hasta çekim sonrası 3-4 saat kadar konuşmaktan kaçınmalıdır.
-
Diş çekimi yapılan gün hasta ağzını çalkalamamalı, tükürmemelidir.
-
Çekimin ertesi günü diş fırçalamaya başlanılmalı, ağız hijyeni üst düzeyde tutulmalıdır. -Çekim sonrasında en azından 12 saat için sigara kullanımından sakınılmalı; sıcak, baharatlı, alkollü yiyecek ve içecekler tüketilmemelidir.
Diş çekimi sonrası kanama olmaması için neler yapmalıyım?
Hastanın 12 saat boyunca tükürmemesi, sigara içmemesi, pipetle bir şeyler içmemesi gerekir. Bu davranışların hepsi ağız içinde negatif basınç oluşmasına neden olur. Bunun sonucunda da soket içindeki pıhtı oradan uzaklaşabilir ve kanama gelişebilir. Ayrıca 12-24 saat süreyle efor gerektiren işlerden, hareketlerden kaçınılmalıdır. Artan kan dolaşımı kanamaya yol açabilir.
Hastalar işlemin yapıldığı gece yastıklarında az miktarda kan görebilecekleri, bundan korkmamaları gerektiği konusunda uyarılmalıdırlar.
Kanama yoğunsa hekime ulaşıncaya kadar neler yapmalıyım?
Çekim işleminden sonra 24 saat boyunca hafif kanama olması normaldir. Kanama biraz fazlaysa soket(çekim boşluğu) üzerine yine bir tampon koyup hareketsiz biçimde 1 saat ısırmak kanamayı durdurmaya yardımcı olacaktır.Hastanın yanında gaz tampon bulunmadığı durumlarda onun yerine ılık suda biraz bekletilmiş nemli bir poşet çay yara yerine konulup 1 saat ısırılabilir. Çayın içerdiği tannik asit pıhtılaşmaya yardımcı olacaktır.
Uzayan kanamalarda, açık kırmızı renk kanamalarda, ağız içinde büyük pıhtı kitlelerinin oluştuğu durumlarda hastalar vakit geçirmeden hekimlerine gitmelidirler.
Her diş çekimi sonrası antibiyotik kullanmak gerekir mi?
Hastanın sistemik bir hastalığının, bağışıklık sisteminde yetersizlik durumunun olmadığı durumlarda, normal diş çekimlerinden sonra antibiyotik kullanımına gerek yoktur. Bunun dışında gömük dişler, kökler gibi ek cerrahi işlem gerektiren çekimlerden sonra antibiyotik kullanılması önerilmektedir.
Kalp kapağı protezi taşıyan, tıbbi geçmişinde bakteriyel endokardit hikayesi, kompleks siyanotik konjenital kalp hastalığı, hipertrofik kardiyomiyopati gibi hastalıklar bulunan hastaların yanında bağışıklık sisteminde yetersizlik bulunan, radyoterapi görmüş, kronik böbrek yetmezliği gibi hastalıkları bulunan hastaların da diş çekimi öncesi ve sonrasında belirli bir plan içerisinde antibiyotik kullanması gerekir.
Travma sonucu yerinden çıkan dişin tedavisi nasıl yapılmalıdır?
Travma sonucu yerinden çıkan dişler kök yüzeyine dokunulmadan ılık su veya hastanın kendi tükürüğü ile yıkanabilir. Eğer yapılabiliyorsa hastanın yanındaki bir kişi tarafından kök yüzeyine dokunulmadan, diş kuronundan tutularak yerine geri oturtulmalıdır. Diş yerine oturtulamıyorsa çıkan diş ağız içinde, süt veya mümkünse Hanks solüsyonu içinde en kısa süre içerisinde diş hekimine ulaştırılmalıdır. Diş yerinden çıktıktan sonra geçen süre ne kadar kısaysa tedavinin başarılı olma olasılığı o kadar yüksektir. Diş yerine yerleştirildikten sonra yandaki dişleri ile çeşitli yöntemler kullanılarak bağlanmalı ve dişler kapandığında üzerine yük gelmemesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.
Dentoria Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği:
1997 yılından buyana Ağız ve Diş Sağlığında 22 yılı aşkındır hizmet sunmaktadır. Dentoria Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği çocuk diş hastalarına sunduğu özenli ve güler yüzlü hizmetle sağlıklı gülümsemenin merkezi olmayı sürdürüyor.
İstanbul Avrupa Yakasında Diş Poliklinik ve Diş Hizmetini Gaziosmanpaşa Merkez binasında sürdüren Dentoria; Yakın interlandı Beşyüz evler, Yıldırım mahallesi, Eyüp, Bayrampaşa ve diğer ilçelere de kalite ve sağlıklı gülüşler sunuyor.
3A DENTAL, Estetik diş, İmplant, JD implant markalı implantla tedavi devam etmektedir. Ayrıca tüm diş dallarında diş merkezi hizmetlerine devam ediyor. Ekonomik diş ücretleri ile de yüz güldürüyor.
Gaziosmanpaşa da aranan ve güven duyulan diş hekimleri ile sürdürdüğü hizmet aşkını, Diş hekimi ve hasta ilişkilerindeki memnuniyetle de pekiştiren Dentoria hizmet kalitesini artırmaya devam ediyor.
Gaziosmanpaşa Diş Hastanesi konsepti ile hizmet sunan Dentoria, Gaziosmanpaşa ve yakın ilçelerdeki Gaziosmanpaşa diş poliklinikleri, Diş Merkezleri, Diş hizmetleri, Çocuk diş sağlığı hizmetleri konusunda aranan bir kurum haline geldi.
İstanbul Avrupa Yakasının Diş Tedavi ve sağlık hizmeti konusunda aranana ve tavsiye edilen kurumu DENTORİA A.D.S.P
Bleaching, Estetik Diş Ağız ve Çene Cerrahisi, Çocuk Diş,Ortodonti, Perodonti, Micro diş gibi özel ve genel Ağız ve diş sağlığı Hizmeti Sunan Gaziosmanpaşamızın Yüz akı sağlık kuruluşları arasında hizmet vermeye devam ediyor.